7 Aralık 2010 Salı

Öylesine bir şeyler

Aslında yazmayı sevmediğim konular "Facebook tasarımı değiştirdi, Twitter tasarımını değiştirdi" tipi konular. Çünkü biliyorum ki hem Facebook hem da Twitter var oldukları sürece sıkça bu değişiklikleri yapacak. Bu tip değişiklikleri oldukça yeni bir şeymiş gibi lanse edilecek  Günde 10 tane haber(!) giren bloglar için malzeme olacaklar. Burası en nihayetinde kişisel bir blog ve bu yeni tasarımlar ile bir deneyim gerçekleştirmeden bir şeyler yazmak burayı okuyan 3-5 kişiye haksızlıktır ve onlara yalan söylemektir.

Her kişisel blog yazarı kişisel deneyimleri ile oluşturmadıkları şeyleri bloglarına yazıyorsa ben bunu takipçilerine haksızlık sayarım. Bir çok kişi geleneksel  medyada bulamadıklarını bloglarda arar. Bazen her hangi bir köşe yazarında bulmadığı dokunuşu ya da bir bilgisayara dergisinde yazılmayan bir ürünün incelemesini ya da bir reklam dergisinin sponsorlarını kızdırmasın diye yazamadığı eleştiriyi, fanatik olmayan spor yazılarını.  Tamamı kişiseldir, tamamı kimseye hesap vermesi gerektirmeyen kişisel görüşlerdir. Takipçilerinize haksızlık etmeyin. Bir şekilde kendinizden bir şeyler katın her yazdığınıza.

Elbette reklamın yapacaksın, bazı ürünlerin bazı durumlarda elbette para kazanmak da istiyorsun Fakat öylesine deneyimlemeden basın bülteni yayınlama ya da  yayınlayacağın konu üstüne araştırma yap ürünü test et bir şekilde öyle yayınla. basın bültenini gönderenler her halde salak değillerdir ki senin blogunla zevklerinle  ilgili bir şey gönderirler yayınlaman için.

Neyse yine kendimce şöyle olur böyle olur yazıları yazdım, ahkam kestim. Benim yazdığıma bakmayın nasıl istiyorsanız öyle davranın boş verin. Elbette sizi birileri okuduğu zaman doğru yaptığınızı anlayacaksın. Bazen burada haddimi aştığımı hissediyorum işte o zaman yazıların sonunu bağlayamıyorum aynen şimdi olduğu gibi.

Saygılar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Facebook Sayfası